bugün

entry'ler (731)

yazarların çocukken en sevdiği abur cubur

Çilekli link
Biftekli ve ketçaplı cheetos
Pizza kolalı ve hotdoglu turuncu jelibon
ekşi kolalı jelibon
Pitos
Çilekli ve portakallı cino
Kestane şekerli caramio
Bi ara ofis cipsi diye bi cips çıkmıştı, küçük sarımsaklı ekmek dilimleri şeklinde, sonra kaldırdılar, o.
Aa bi de nestle kurabiyeli beyaz çikolata! Muhteşem bir şeydi onu da kaldırdılar çok üzücü...

üniversite hayatını bir fotoğrafla anlat

(img:#1382256)

sözlükçülerin ateist olma hikayeleri

Bir günde bir ayda ya da bir yılda olan bir şey değil de bir süreçti benimki. Ortaokul yıllarında başladı, çok tatlı bir din hocamız vardı. kadınla derste sürekli tartışırdık. Eleştirel sorular sorardım. Ve o da klişeleşmiş cevaplar da verse çok sakin bir insandı ve ses tonunu seviyordum. okumam için hikayeleştirilmiş resimli din kitapları verirdi bana. Güzellerdi böyle parlak sayfalı, cafcaflı. Muhammedin hayatını, dönemi, yapılan savaşları vb anlatan kitaplar. Baya bir şey okudum o yıllar. En son kuranı verdi. Bitiremedim ama ortalarına geldim.
Sonra lise yıllarında kendim okumaya başladım. Bu sefer felsefeye ağırlık verdim. Din küçük, küçücük bir dünya. Ufku geliştirmenin ilk yolu felsefe. jostein gaarderla başladım ve tüm kitaplarını okudum. Öyle böyle değil adam müthiş yazıyor. Ama düşündürme açısından benim açımdan en tatmin edicisi iskambil kağıtlarının esrarı ve sophie nin dünyası oldu.
Daha sonra kuantum fiziğiyle ve tasavvufla ilgilenmeye başladım. Evet gerçekten de bu ikisini kıyaslayarak yol alıyordum ve doğru ya da yanlış ufkumu açan bir çok şey keşfettim. Belgeseller izledim, notlar aldım. Hatta tamamen felsefi düşüncelerimden oluşan bir defter bile tuttum.
Sonra tekrar dini incelemeye döndüm. Ama bu sefer hıristiyanlık ve yahudilikle hatta şamanizm ve çok tanrılı dinlerle hepsini birbiriyle eşleştirerek, hikayelerini okuyarak.

Sonra fantastik epik ve bilimkurgu romanlar okudum. Ve farkettim ki zeki ve kalemi iyi olan bir yazarın elinden çıkarsa her şey yeterince inandırıcı olabilir. En ütopiğinden bir hikaye bile.
Ve bu süreç sonunda dinlerin aslında zekice yazılmış ve hepsi birbirinden arak tarihi kurgular olduğunu anladım. Artık deisttim.

inandığım yaratıcıyla olan hesaplaşmam daha uzun ve sancılı bir süreçti. Onu inkar edecek gücü kendimde bulamadım bir süre. Çünkü bunu bir kere ve inanarak yaptığınızda, evrende yapayalnız kalırsınız. Sığınacak, dileyecek, güvenecek, anlatacak, dua edecek hiçbir şeyiniz kalmaz. Ölüm sonrası kalmaz. Anı yaşamak zorundasınızdır çünkü sonrası yoktur. Zor ve acı anlarda sadece siz varsınızdır.
Bu belki de bir insanın yaşayabileceği en zor şeydir. Bunu yapmak için çok ama çok sağlam bir psikoloji gerekir. Metanet ve güç gerekir. Gerçekçi olmak ve gözünüze indirdiğiniz, inandığınız ve inanmak istediğiniz her şeyi elinin tersiyle itmek gerekir. Bu yüzdendir ki zayıf kimseler, bu güce sahip olmayan insanlar bunu yapamaz. Ateist olmanın en güzel yanı gerçeği tüm çıplaklığıyla bilmektir. Ama bu bir lanettir de. Bedelini koskoca evrende yalnız, yapayalnız kalarak ödersiniz. Bu bedeli kaldıramayanlar ise, ki sayısı azımsanamaz, intihar eder. Ben intihar etmedim ama depresyona girdim o dönem. Çareyi ise bu konuları bir süre düşünmemekte buldum. Ama gene de (bkz: hayat bir gün o da bugün) kim neye inanmak istiyorsa inansın. Gerçeği bilmek gerçekten de bu kadar önemli mi? Mutlu olmak mı, gerçeği bilmek mi.. Ya da yalandan yaşanan mutluluklar gerçek mi..

fi

Ozan güven ve sevişme sahneleri olmasa ortalama tv dizisi sayılabilecek, iyi pazarlanmış yapım. izledim ilk 3 bölümü. Sürükleyici evet. Günümüzde en çok ilgi gören fifty shades of grey, twilight vb'ndeki gibi ulaşılmaz zengin, yakışıklı, karanlık geçmişli, takıntılı, her genç kızı ağına düşürebilecek bir erkeğimiz var. Ve tabi ki takıtığı saf masum güzel bir kız.

Dizi sürükleyici mi evet. Bunda 60 dakika olmasının rolü büyük. Ve ozan güvenin oyuncuğunun. Özge özpirinççi çok tatlı durmuş rolünde gerçi konuk oyuncuydu ama umarım tekrar görürüz.

Dizi iyi pazarlanmış dedim çünkü cast çok iyi denildi. Bu iyi casttaki kadın başrol serenay sarıkaya. Bana göre bu kadının fiziğinden başka bir özelliği yok. Neden iyi oyuncu diye yedirilmeye çalışılıyor anlamıyorum. O kadar yapmacık ve her rolü aynı şekilde canlandırıyor ki. Medcezirde de burda da aynı ağdalı konuşmalar (bkz: canııım), aynı bakışlar, aynı jestler ve mimikler... Hiçbir gelişim yok.

Dizide deniz ve durunun ilişkisini çok vıcık vıcık buldum. Her saniye teletabiler gibi sarılıyorlar. Durunun tavırları da ayrı uyuz. Ayrıca bu ilişki legal mi? Duru denizin öğrencisi değil mi ya?

Konunun wattpad hikayelerini andırmasını geçersek büşra develinin oyunculuğunu iyi buldum. Dizinin en güzel kızı ayrıca. Bence duru o olabilirdi. Hep popüler kültür işte bunlar...

mozart in the jungle

Çok güzel dizi. Yeme de yanında yat dizisi. Bir an önce eve gitsem de izlesem dizisi.
Konuları farklı da olsa Ben biraz how to make it in america tadı aldım. Bunun da süresi kısa 25
dakikalık ve bir sezon 10 bölüm.
Onun dışında soundtrack muhteşem. Hatta öyle ki şarkıları mı shazamlasam diziyi mi takip etsem bilemiyorsunuz. Hele ki 1.sezonun son bölümlerinde eski maestronun kübadaki görüntüleri eşliğinde çalan müziklere aşık oldum.
bana çok samimi geldi bu dizi. Bunda içinde ispanyol havasının ve ezgilerinin de yeri olabilir. Bir ispanya aşığı olarak bu milletin el attığı her işi sıcak buluyorum ben.
Yeni şarkılar keşfettirip sanat camiasının içine sokuyor sizi. Obuayla içli dışlı oluyorsunuz. Maestroluğun sadece baton sallamaktan çok daha fazlası olduğunu öğreniyorsunuz mesela.
alakasız olacak ama diziden biraz da da vincis demons tadı aldım. Belki de başrol tom rileye benzediği içindir bilemiyorum. Hatta ilk başta o sandım googlelayınca öğrendim o olmadığını *

femme fatale

Spotify playlistime eklediğim güzel parçalar bulunduran bir çalma listesi. Tavsiye ederim.

Edit: çapraz

house of cards

5.sezonunun şubatta değil taa mayısta geleceği bilgisiyle beni baya üzmüş dizidir. Açılış jeneriğini bile çok özledim...

yabancı damat

ilk yayınladığında cumayı iple çektiren, şimdilerde Moralim bozulduğunda ve canım çektiğinde açıp izlediğim, sıcacık, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en kaliteli ve samimi yerli dizisi. Güldürdü mü tam güldüren, yeri geldiğinde de tam kalbe dokunan..

Bir kere bölümler 60 dakika. Boş laf yok, gereksiz 5 saat bakışma yok. Başta erdal özyağcılar, sumru yavrucuk ve binnur kaya olmak üzere, Oyuncuklar zaten muhteşem. antep insanının sıcaklığı çok güzel yansıtılmış. Mekanlar, müzikler ve baklavaya diyecek yok.. Komedisi çok başarılı günümüz dizi sektöründe tutturulamayan bir seviyede. Diziye güzel/yakışıklı kontenjanından giren nehir erdoğan ve özgür çevik'in oyunculuğu bile günümüz dizilerindeki manken bozmalarından bin kat iyi.

Bir daha böyle bir dizi gelmez, gelemez. O yıllardaki masumiyeti kaybettik çünkü..

Ara ara altta geçen reklamlar bile dibine kadar nostalji kokuyor *

görsel

dengin ceyhan

Hacettepe devlet konservatuarını bitirip başarılı bir piyanist olan, türkiyemin parlak değerlerinden, gencecik bir adam. twitter paylaşımları nedeniyle tutuklanmış, cumhurbaşkanına hakaretten. Söylenecek her şeyi söyledik zaten, dahasını yüreğim kaldırmıyor. (bkz: müjdat gezen kültür merkezinin kundaklanması)

http://redaktif.net/2017/...den-daha-tehlikeli-video/

dans la maison

Beni ozonla tanıştıran ve devamı gelecek dedirten bağımsız sinema türünde fransız filmi.
Müzikler mükemmel.
Oyunculuklar iyi.
Konu güzel.
Tek derdim sonuyla.

--spoiler--
Bence film birkaç dakika uzamış. Karısının germain'in kafasına kitapla vurduğu sahnede bitseydi, ve biz acaba claude'la gerçekten yattılar mı? Sorusuyla başbaşa kalsaydık çok daha çarpıcı olurdu diye düşünüyorum.

Bunun dışında, claude'un hikayesinde gerçek ve hayal kısımları ayırt edemediğim noktalar oldu. Claude ve arkadaşının annesi gerçekten öpüştü mü anlayamadım. O kısımlar hayal gibiydi sanki. Filmi izleyeli baya olduğu için tam da hatırlayamıyorum ama sanki gerçek gibi sundular ve orası bana saçma geldi.
--spoiler--

Ama bunlar filmin tarz bakımından oldukça farklı ve sürükleyici olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabi..

the final problem

Sherlock 4*3 muhtemel finali olacak bölüm.
Bölüm ve genel teorileri(Redditden ve benimkilerden) şööyle bir toparladım. Söylememe gerek var mı, bol spoilerlı.

Edit: Anlaşılan gerek varmış

--bu entry koooooomple spoiler--
--spoiler--

1)4 kardeş var. Eurus, başından her şeyi planladı ve moriarty sadece piyondu.
2)4 kardeş var. Sheringford, Sherlock'un ikiz kardeşi ve çocukken S.u boğmaya çalıştı. Redbeard(köpek) Sherlock'u kurtarırken zarar gördü ve uyutuldu ve Sheringford akıl hastanesine kapatıldı, Mycroft ara ara onu yokluyor. burda watson, redbeard oluyor ve sherlock'u birçok durumdan kurtarıyor. Ve bölüm sonunda eurus, redbeard'ı gene öldürmeye yelteniyor.
3)ilk 2 teorinin karışım. 3 kardeş var. Sheringford Eurus'un tutulduğu yerin adı ve Eurus her şeyi ordan planladı. Moriarty sadece bir oyuncu.

Şöyle bir durum var. Dizi 4*3 final olacak şekilde ayarlandıysa 4.kardeşe veya yeni bir villainla tanışmaya zaman kalmıyor. Her ne kadar 4*2de sherlock insanların 3'den fazlasına bakmaya gerek duymadığını söylese de, Sadece 3 kardeş var.

Ve, bu teorilerin ortak noktası olarak eğer bir kardeşin(3. veya 4.kardeş) olayların ve moriarty'nin mastermind ı olduğunu düşünürsek(yani aslında gerçek Moriarty) dizideki su imgeleri bunu kanıtlar nitelikte. Trailerda Sherlock ve Watson ın salonda dizlerine kadar ulaşan kanda oturuyor olması, Sherlock'un 4*1 de akvaryumda mary kurtarmasa neredeyse ölüyor olması, ve de Moriarty ve Sherlock'un ilk olarak havuzda karşılaşmaları.

Moriarty'nin ölmemesi ihtimali üzerinde pek durmuyorum. Ya da eurus'un moriarty'i bi şekilde kurtarmış olması ihtimali üzerinde.
Evet, "the final problem" 2*3 de moriarty'nin Sherlock'a söylediği bir şey ve evet finalde andrew scott'u göreceğimiz kesin bölüm bilgileri ve trailerda. Ama moriarty'nin geri dönmesi olarak değil de eurus ile konuştukları bir flashback olmasını umuyorum.

Ve her şey; mary(evet geçmişte moriartye çalışmış olabilir), magnussen, culverton smith, ve belki hatırlamadığımız bazı villainlar da moriarty'de, daha doğrusu mastermind ımız, en zeki kardeş olan eurus'da kilitlenecek.

4) Moriarty ve 3.kardeş bağımsız. (Ki sherlock gibi bir dizide pek imkan vermiyorum.) 3.kardeş sırf sherlock ve mycfroft un ilgisini çekmek ve sherlock'un gitmesine engel olmak için moriarty'nin fake videosunu yapıp kullandı.

Ve gelelim diğer teoriye. Sherlock'un aslında tuzluk, Moriarty balık, Eurus doktormuş.
5) sherlock aslında moriarty ve başından beri gördüğü halüsinasyonlarla kendi yarattığı düşman kendisi.
Evet bu teoride fazla durmuyorum ve trailerdan bir şeyi belirtmek istiyorum.

Kitaba ve diziye göre Sherlock, kardeşler arasında en az zeki ve en insani duygulara sahip olanı. Mycroft daha zeki ve daha robot. Eurus/Sheringford sa tam bir evil.
Final trailerında Sherlock'un dediği "i love you"yu hepimiz irene adler'a söylediğini sandık. Ama bence değil. Eurus'un yapmak üzere olduğu bir fenalığa karşı, Sherlock onda insani duygular uyandırmak için yıllardır görmediği kardeşine bunu söylüyor olamaz mı? Eğer eurus moriarty veya onun arkasındaki güçse, moriarty'nin ilk sezonlardaki "iou" suna da bir gönderme..

6)üstte bahsetmiş olsam da teori olarak da yazayım. sherlock'ta kullanılan hiçbir sözün rastgele olmadığını öğrenmiş biri olarak "people always stop looking after three" sözünü es geçmiyim. Mastermind ya eurus değil de 4.kardeşse? Yani sheringford'sa? Ya da sheringford adlı yerde kalan başka isimli kardeşse, belki de sherlock'un ikizi? 2'ye karşı 2, 4 kardeşin hikayesi olamaz mı Sherlock?
Gerçi hikayede hep 3.den söz edildi. 4ün bahsi geçmedi ama biz yine de moffatın yazdığı bir hikayede hiçbir şeyi es geçmeyelim...

7)4 kardeş var. Sherinford, sherlock'un ikizi. Eurus evilleri. Eurus, çocukluklarında Sherinford'a çok kötü bişey yapmış ve mycroft sherinford'u saklamak zorunda kalmış. Ve 3*3de mycroft "east wind is coming" derken olacakları biliyordu. Sherinford'u(ya da 4.kardeşin adı başka, kaldığı yer sherinford.) düzenli arıyor. Hatta 4*2de "call sherinford at 2 pm" yazısı da sherlock'un ve ikizi sherinford'un doğum günü olduğu için.

--spoiler bitti--

Tabi bu teorilerin hiçbiri gerçekleşmeyebilir. Hatta %90 ihtimal moffat gene acaip twistler yapacak. Bekleyip görelim, sherlock finali dizi tarihinin en iyi finali mi olacak, yoksa bunu da beğenmediysen git akasya durağı izleciler mi türeyecek?..

sherlock

Offf manyak bölümdü!

--s4e2 spoiler--
En iyi sherlock bölümlerinden biriydi heralde. Konu bakımından çok yoğundu. Gerçi seri katilimizin kendini saklama ve yakalanması öyküsü (bkz: cereal killer) bana 2.sezonda moriarty nin kimlik değiştirip tüm dünyaya kendisinin masum, sherlockunsa suçlu durumuna düştüğü bölümleri hatırlattı.
Her ne kadar sevgili moffatcığımız bize sherlock un delirdiği ve katilin aslında masum olduğu algısını yaratmak istemişse de yedik mi? ...
Ama bu konu da biraz 3.sezonda sherlock un kendini adadığı dava uğruna uyuşturucu kullanıp keşlerin evinde kaldığı bölümleri andırmış. Hani dizi biraz tekrara düştü sanki.. Yemiyoruz artık.
Bu arada sherlock u ciddi ciddi drug addict yapmaları da gözlerden kaçmadı. Uyuşturucu gerçekten de zihni açıyorsa biz de sınav önceleri iki vurduralım mı napalım dedirtti..

Vee gelelim bölümün en canı alıcı yerine... Sherinford! Bence harika bir twistti ki kadın watson'a hala anlamadın mı dediğinde aklımdan 162826 tane şey geçti. Kadının aslında moriarty olmasından tut, tutukladıkları adamın aslında masum, gerçek seri katilinse bu olmasına kadar..
Ama bir önceki sahnede mycroft'un ajandasındaki "call sherinford" yazısı bize göz kırpmış.
Bu durumda ya 4 kardeşler, ki sherinford hala bir sır. Ya da sherinford bir yer adı filan, öyle bir kardeş yok. (belki de bu manyak eurus'un kaldığı tımarhanenin adıdır)
Ama bölümde "insanlar 3den sonrasına dikkat etmezler" lafı dikkat çekmiyor değil.

Ve tabi "miss me?"
Birsürü teori var ve umarım moriarty aslında eurus için çalışan biri çıkmaz. Ama sanmıyorum ya moriarty biri için çalışmaz. Değil mi?.. Peki o zaman eurus neden "miss me?" yi kullansın? Belki de sadece kardeşlerinin dikkatini çekmek içindir. Daha derin bir anlamı yoktur.
Çünkü eğer ilk teori doğruysa, 3.kardeş, ilk ikisinin sosyopatlığından da öte psikopat demektir ve ben annelerinin hamileyken ne yiyip içtiğini çok merak ediyorum..
Ve son 2 soru. Sherlock'un gördüğü bir yüzü birdaha unutacağını sanmıyorum. Peki nasıl oluyor da ablasını tanımadı?
Vee, eurus watson'ı gerçekten vurduysa neden? Psikopatlığının hakkını vererek kardeşlerinin hayatını karartmayı mı hedefliyor?
--spoiler--

Bu dizi bu sezon nasıl bitecek bilmiyorum. O kadar çok soru var ki bir de sağlam bir karakter eklediler. Hadi bakalım.

l auberge espagnole

Acaip sıcak ve gerçekçi bulduğum film. Zaten en başında erasmusa gitmek için gerekli belgeleri sayan kadından itibaren size gerçekçiliğini gösteriyor.
üniversite yıllarının içip sıçmalı karmaşık ilişkili hayatını da çok güzel anlatmış. (bkz: dont listen your mom) Hem de barcelona da yapmış bunu ki tadından yenmiyor. Özellikle bar çıkışı gitarla no woman no cry çalıp söyleyen grubun az ilerisinde öğürerek kusma sahnesinde gülmekten yarıldım o kadar gerçekçi bir sahne ki bir anda sizde kendi anılarınızı canlandırıp içine çekiyor. Film gibi değil de, kendi çektiğiniz vlogmuşçasına izliyorsunuz.
Wendy nin erkek arkadaşının geldiği sahne ve tüm ev halkının kurtarma operasyonu da ayrı yardı *

Tek eksik bulduğum nokta müziklerdi. Evet radiohead in sadece 1 şarkısıyla tüm filmi götürdüler. Okey, ama barcelona barcelonayı bir gece önce izlemiş bir insan olarak baya gözüme battı.

geekyapar

Baya kafa adamlardan oluşan ve isminin hakkını veren kaliteli youtube kanalı. Ayrıca hepsinde olan paso 2 özellik (bkz: şişman) (bkz: can) evet hepsi şişman ve hepsinin adında can var..
(bkz: ömercan güldal)
(bkz: can sungur)
(bkz: can türkdoğan)
(bkz: cevdet canver)
Dizi ve film incelemeleri yapıyorlar ve gerçekten gülmekten yarıldığım videoları var.
Özellikler doctor who inceleme videoları harika ama henüz 5*1deler. Kendilerine sevgilerimi iletiyor ve az hızlanmalarını diliyorum.

Ayrıca keşke house of cardsa da inceleme çekseler... Hani bölüm bölüm olmasa da losta yaptıkları gibi sezon sezon bari..

benedict cumberbatch

ingiliz sinemasındayken iyiydi ama hollywooda giriş yapmasıyla sanki biraz şey olmuş aktördür. (bkz: artık sen de herkes gibisin benedict)

peter capaldi

50 yıllık bilimkurgu dizisine az bilinen diyenlerin aksine tennant ın yerini tutamayan ve asla tutamayacak olan aktördür.

kırmızı şarap

Havalandırmadan içince tadı fazla buruk gelen, filmlerin vazgeçilmez eşlikçisi olan şarap türü. Belki Kişiye göre değişir ama çok eski şaraplar hariç tüm kırmızıların havalandırılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Cabernet Sauvignon ve merlotda aromayı arttırıyor ve çok daha yumuşak bir içim sağlıyor.

martin freeman

Sherlock arifesinde Üzmüştür.. Favori çiftlerimdendi halbuki. http://www.beyazperde.com...r/diziler/haberler-76809/

youtube a erişimin engellenmesi

Dün akşam itibariyle Gene olmuştur. Engelleme değil de baya yavaşlamış. Bu sefer Vpnleri de engellemiş oçlar gittikçe kendilerini geliştiriyorlar. Zenmate, tunnelbear, turbo vpn, hiçbiri işe yaramıyor yarayan program bilen varsa mesaj atabilir.

Supervpn
Hotspot shield
dotvpn
psiphon pro denendi, gene olmadı.

türkiyenin gündemini tecavüzle meşgul etmek

Nerde bu modlar ya? Şu iğrenç mahluğun yaşama hakkı olmamalı bence.